PSİKOTERAPİDEKİ SÜRPRİZ NESNE: HEDİYE
Hastalar hediyeleri; yüzeyde şükran duyma, değer verme, düşünceli olma gibi olumlu duygular ile vermek isterler. Armağanlar ve zamanlamaları, açık ve örtük olan birçok anlam içerirler. Bilinçli ya da bilinçdışı olarak çeşitli güdüler, dürtüler, duygular ve düşünceler hediye ile taşınabilir. Hediye seansa giren bir üçüncü nesnedir, yabancıdır ve planlanarak gelmiştir. Yine de bir rüya gibi çeşitli anlamları, ilerleyen zamanlarda derinlemesine çalışılabilir. Farklı biçimlerde ve zamanlarda her terapist hediye alma durumuyla karşılaşır.
Özel Bir İlişki Kurma Arzusu
Hediyenin, hem hasta hem terapist açısından, gizli bir anlamı ve gücü vardır. Hediye ile hasta, seans ücretinin ötesinde, genellikle “daha fazla” yakınlaşmayı, daha samimi olmayı ve para gibi standart olmayan “özel” bir gerçekliği paylaşmak ister. Hediye veren hasta, para ile kurulan ve herkese açık olan bir hasta-terapist ilişkisinde; uzaklık, soğukluk ve sıradanlık hissediyor olabilir. Seans ücretinin ötesinde bir hediye, ortaya koyulan özveriyi anlatmak isteyebilir. Bunun tersine terapideki gerileme ve ikili ilişkide aktarımın yoğunlaşması hastayı kaygılandırabilir. Bu kaygıyı, terapiye üçüncü ve planlanmış bir nesne olarak hediyeyi getirerek yatıştırmak isteyebilir.
Her halükarda hasta-terapist ilişkisinin dışındaki bir gerçekliğe çıkılması, alma ve vermenin hazzının yaşanması, terapistin yüzünde almanın hazzının görülmesi umut edilir.
Sözün ve Seansın Dışına Taşmak
İçerdiği yoğunluk, somutluk, coşku, çok anlamlılık, “özel”lik ve gizlilik gibi durumlardan dolayı hediye almak psikanalistler için yasaktır. Bu yasak hastaya açıklanmalıdır. Yasak olmasının bir diğer nedeni analizde tek alışverişin sözler üzerinden gerçekleşmesinin istenmesidir. Terapistin aldığı hediyenin karşılığında bir hediye vermesi yansız kalma ilkesine göre mümkün değildir. Böyle bir ilişki, sanki nezaket ve incelikmiş gibi gözükürken terapötik ilişkiyi sarsabilecek olumsuz bir güce sahiptir ve seans içindeki eyleme dökmedir (acting in). Sözel olarak yoğunlaşan ve dile dökülemeyen bir durum eyleme dökülmüştür. Somutlaştırmaya yol açan ilkel bir iletişim canlanmıştır ve bu haliyle bütünleştirmeye karşıt bir rol oynar.
Hasta, hediye ile kendisine büyüsel bir güç atfetmektedir: Terapisti doyurma, büyüleme ve ayartma gücü. Hediyenin verilmesi doyurma ile oral, terapisti şaşırtarak büyülemesi ile anal, ayartması ile ödipal ögeler taşır. Goldberg bu etkilerin kadınsı ve gizil yönüne değinmiştir. Hediye, pasifliği ve gizilliği ile kadınsı, aktifliği ve giriciliği ile erkeksidir. Abrevaya, kadının çocuğunu kocasına bir armağan olarak sunduğunu ve yine kadının kendi cinsel yaşamından kaynaklanan duygularını çocuğuna armağan ettiğini belirtir. Bu açılardan terapideki armağan, hastanın içinde doğanların bir yansıması olabileceği gibi kendinden bir parça sunmak ya da şefkat göstermek anlamlarına da gelebilir.
Hediye, düşünülerek alınan ve getirilen bir eşya olduğu için hastanın, terapinin ve seansın dışına taşan bir etki yaratma arzusunu gösterir. Terapiste hediyesini verirken “Ben seni düşündüm, şimdi sen de beni düşün ve benim neye sevineceğimi hayal et.” mesajını verirken terapistin onu seansın dışında da anımsamasını ve düşünmesini ister. Böylelikle seansın dışına taşma arzusunu taşır ki bu da terapi ilişkisi için bir yasaktır. Bu taşma, egemenlik yaratan sadomazoşistik bir bağ yaratacaktır.
“Hediye”nin Çok Anlamlılığı
Stein “hediye”nin İngilizce, Latince ve İspanyolca türevlerini analiz ettiğinde; “yetenek”, “rüşvet”, “iyilik”in yanı sıra “zevk”, “koruma” ve “fedakarlık”ı da ifade etiğini bulmuştur. Almanca”da iki tür verme arasında ayrım vardır. “Geben” bağışlama (vergeben), “geschenk” ise “dökmek” anlamına gelir ve çocuk sahibi olma ve emzirme bağlamında kullanılabilir. Kelimenin bir başka ilginç yaygın kullanımı da zehri ifade etmesidir. İngilizce “dose” (verilen bir şey olarak) kelimesi, aynı zamanda zehir anlamına gelen Yunanca bir kökten gelir. Tedavi veya ilaç önermek için başka bir anlamda da kullanılmaktadır. Armağan, hem yapıcı hem de yıkıcı bir ikirciklik taşır. Grimm, Yunanca ve Sanskritçe "armağan" ve "bağlama" kelimeleri arasındaki benzerliği not etmiştir. Yunan mitolojisinde, tanrılara “armağan” edilen bir kurban, vereni ve alanı bağlar.
Bebek oral dönemde annesinden almış ve mutlu olmuştur. Anal dönemde bebek, somut olarak annesine kakasını verir ve anneyi mutlu eder. Bilinçdışında salgılar hediye yerine geçerler.
Yaşamın ilerleyen dönemlerinde dışkıya olan ilgi hediyelere ve paraya ilgi duymaya aktarılır. Dışkı, bebek ve penis kavramları zayıf bir şekilde ayırt edilir ve sıklıkla eşdeğer görülür, birbirlerinin yerine geçebilirler. Hediye fetişistik bir anlam taşıyabilir ve kastrasyon kaygısına karşı kullanılabilir.
Stein terapide verilen hediyelerin; oral, anal, fallik ya da genital düzeyden gelen simgesel bir iletişim olduğunu ve terapisti hediye ile bağlama amacı taşıdığını belirtmiştir. Hediye hem erotik hem de düşmancıl dürtülere karşı savunma olabilir. Düş ve eyleme dökme arasındaki “büyüsel bir eylem”dir. Bastırılmış bir anıyı ya da anı zincirini gizlemek için kullanılabilir. Stein, hediyenin uygun biçimde yorumlanmasının tedavideki önemli bir dönemeç olabileceğini de eklemiştir.
Kritzberg, terapiye yeni başlamış olan hastasıyla ilgili verdiği örnekte hastasının getirdiği üç işlevli (su terazisi, şişe açacağı, pusula) hediye terapistin seanstaki üç işlevini açıklığa kavuşturmuştur. Su terazisi ile terapistin düzeyini dengelemesini ve önceki terapisti gibi iğneleyici olmamasını arzuladığını, pusula ile terapistin terapide doğru yönde olup olmadığını belirlemesini arzuladığı ortaya çıkmıştır. Hasta, seansta kendini açamadığını belirtince şişe açacağının da terapistin onu açmada kullanmasını istediği fark edilmiştir. Böylelikle hediye, belki de hastanın doğrudan söyleyemeyeceği bazı şeyleri açığa çıkarmış, bu açığa çıkışı hızlandırmıştır.
Tıkayıcı ve Örtücü Bir Nesne Olarak Hediye
Bunlara karşın terapistin hediyeyi alması, daha sonra gelebilecek çağrışımları engelleyebilir. Diğer yandan yukarıdaki hediyede açıkça görüldüğü gibi hediyenin işlevleri, terapistin yapamayacağı düşünülen, eksik görülen yönleri ile ilgilidir. Hediyeyi almak, eğer yorumlanmazsa, hem bu eksiklikleri kabul edip görmezden gelmek hem de bu eksikliklerin derinlemesine çalışılmasını engellemek olacaktır. Hediye ile hastalar bazı konuları kapatmak isteyebilirler.
Hasta bir hediye vererek çalma ve daha çok alma gibi açgözlülüğüyle bağlantılı arzularını gizlemeye çalışabilir. Kendisinin yutulmasından korkabilir ve kendisinin yerine hediyenin yutulmasını isteyebilir.
Zamanlama
Başlangıç aşamasında verilen hediye; rüşvet gibi özel muamele görme arzularını ya da tümgüçlü ve tehdit edici terapisti yatıştırma arzularını gösterebilir. Sonlanma sırasında verilmek istenen hediye bir bağlantı nesnesi oluşturmayı ve ayrılık kaygılarını yatıştırmayı amaçlayabilir. Hasta bir parçasını anı olarak bırakarak unutulmamayı garanti etmeye çalışabilir. Ayrılırken verilen bir hediye, yaşanan hüznün dile gelmesini engelleme ve bunun yerine sevinmeyi koyma amacı taşıyabilir. Bu hastaların yas tutmak ve ayrışmak ile ilgili zorlukları olabilir. Zamanlama aktarım ve karşı aktarım açısından da değerlendirilmelidir.
Hediye Türü
Kritzberg, bitki gibi canlı hediyeler ya da hayvan figürlerinin hastanın kendiliğini ifade ettiğini ve sürekli bakım alma arzusunu gösterdiğini belirtir. Yemek ya da içecek hediye etmek oral gereksinimleri ve oralitenin baskınlığını gösterir. Oralitenin inkorporasyonla ilgili dinamikleri öne çıkmıştır. Bununla beraber hasta terapistiyle beraber yeme yönünde romantik düşlemlere de sahip olabilir. Saksıda bir bitki; terapiye kök salma, güzellik katma ve terapistten sürekli bakım alma arzularını simgeler. Bir kitap hem ismi hem içeriğiyle yoğun bir aktarım getirir. Bir kadına erkeğe verilecek, bir erkeğe kadına verilecek bir hediye verilmesi o sıradaki aktarımın türünü ve cinsiyet ayrımı ile ilgili sorunları gösterir. Hediye için harcanmış olan para terapiye yapılan ya da yapılamayan yatırımla ilgilidir. Aynı zamanda hediye, hastanın önemli bulduğu ve libidinal yatırımının olduğu bir nesnedir. Örneğin bir alkol bağımlısı için bir şişe şarap, bir müzisyen için bir plak, bir resssam için bir resim en güzel hediye olabilir.
Günümüzde yaşamın sanal bir vesiyonu da vardır. Bu yolu kullanmak isteyen hastalar -bazen terapistleri fark etmeseler de- sanal ortamlarda yaptıkları yorumlarla terapistlerine hediye verebilmektedirler. Bu durum seansın dışına taşmanın ileri bir düzeyidir ve araştırılması gereken bir konudur.
Onarım Çabası
Klein yaratıcılığı bir onarım çabası olarak görmüştür. Hediyenin bir yaratım yapıtı olarak ortaya çıkması acaba nelerin onarılmasını amaçlamaktadır? Klein çocuklardaki (annenin karnındaki bebekleri ve babanın penisini) çalma ve yutarak içe alma düşlemlerini ortaya çıkartmıştır. Tanrılara sunulan hediyelerin bazen bir günahın affını amaçlamasını düşünürsek hasta düşleminde yıkıcı bir saldırıda bulunmuş, sınırı aşmış ve belki bunu hiç dile getirememiştir. Terapist hediyeyi alırsa hastanın bilinçdışındaki suçun ne olduğunu araştıramayabilir.
Bazen seans ücretinin azlığını ifade edebilir. Hasta seans ücretinin eksiğini kapatmak, bunu onarmak için hediye vermek isteyebilir. Bazen terapi, söze dökülemeyenlerin yargılanma olmadan konuşulabildiği yer olarak çok önemli hale gelebilir. Terapistten çok şey aldığını düşünen ve terapisti ülküleştiren hasta, karşılığını daha çok vermeyi arzulayabilir.
Çağrışımlarla Gelen Hediyeler
Anna Freud çocuklara verilen hediyelerin benlik güçlerini geliştirme ve destekleme amacı taşıdığını ifade etmiştir. Çocuklar hediye almayı sevgi almakla eş tutarlar.
Hediye bir rüya nesnesi gibidir ve terapide paketini tekrar tekrar açmak mümkündür. Aynı hediye farklı düzeylerde farklı anlamlara gelecektir.
Bir terapist için en güzel hediye elbette ki “rüya”dır. Çağrışımlar ile gelen içgörü de güzel bir hediyedir. Hasta, terapistin bunları sevdiğini sezer ve onu ayartmak, sevgisini kazanmak için bunları ona verir. Kris, içgörünün derinlemesine çalışma ile değil analistin sevgisini kazanmak için hastanın bütünleştirme işlevinin devreye girmesiyle ortaya çıktığını belirtmiştir. Bunlarla birlikte terapide anlatılan sırlar, sorunlar, okunan şiirler de birer hediyeye dönüşebilir.
Hediyeyi Reddetmek, İstemek ya da Vermek
Hediyeyi reddetmek de ayrı bir konudur. Hediyenin alınması kadar reddedilmesi de bir meseledir. Hasta, hediyenin reddini kendisinin reddi gibi algılayabilir. Hediye=bebek eşitlemesinden yola çıkılırsa hasta bebek olarak annesinin onu kabul etmemesini ya da istememesini yeniden canlandırıyor olabilir. Hediyesi kabul edilmeyen hasta kendisini pislikmiş gibi hissedebilir. Kirliliğinden ya da ayartıcılığından utanabilir. Hediyeyi reddetmek terapisti duygusuz, acımasız ve sadist bir konuma iter. Eğer hasta hediye getirilmeyeceğini bilmesine rağmen getiriyor ise terapistin babasal bir biçimde yasağı hatırlatmasını istiyordur.
Hediyeyi almamak da bağlayıcıdır ve etkisi sürer. Hastanın özverisinin ve sevgisinin reddedildiği anılar canlanır ve çalışılır.
Bir diğer durum terapistin hastadan hediye isteme durumuna düşmesidir. Açıkça istemek, psikanalitik bir çalışmada akla bile gelmemesi gerekirken bazı yansıtmalı özdeşimler terapisti isteme durumuna sokabilir. Bir hasta, seanstan önce, psikiyatristin ödemeleri aldığı masanın üzerine bir çiçek koymuştu. Seanstan çıkarken psikiyatrist çiçeği fark edince gayri ihtiyari “Bana mı getirdiniz?” diye sorduğunda “Hayır size değil, ama isterseniz size de getiririm.” yanıtını vermişti. Bir anda, ondan çiçek bekleyen biri gibi davrandığını hisseden psikiyatrist utanmıştı.
Çok daha nadir olan bir durum ise hastaya hediye vermektir. Terapistlerin açıktan hediye verdiği pek duyulmuş bir şey değildir. Ama seans ücretinde yapılan bir indirim örtük bir hediye olabilir ya da hasta bunu bir hediye olarak algılayabilir. İndirimin oranı yüksek ise pahalı bir hediye gibi hasta-terapist ilişkisini sarsabilir.
Sonuç olarak hediye konusu, hediye gibi çok yönlü ve çok anlamlıdır. Koşulların, hastanın ve terapistin öznelliği içinde anlamlarını bulur. Terapi sürecinde yeni anlamları ortaya çıkabilir. Hediye alınabilir ya da alınmayabilir ama yapılmaması gereken tek şey üzerinde konuşmamak ve derinlemesine çalışmamaktır.
KAYNAKLAR:
Abram, J. Language of Winnicott-A Dictionary of Winnicott”s Use of Words, Karnac Books (2007)
Abrevaya, E. (2007). annelik ve kadınsılık. Psk. Yaz., 14:23-33
Akthar, S., Comprehensıve Dıctıonary of Psychoanalysıs, 2009, Karnac Books, London
Auchincloss E. L. ve Samberg E. Ed., “Psychoanalytıc Terms & Concepts”, American Psychoanalytic Association, Yale University Press, New Haven and London
Evans, M.O. (2005). Gift-Giving in Psychotherapy: Layers of Meaning and Developmental Process. Brit. J. Psychother, 21(3):401-415
Freud, A. (1963) The concept of developmental lines. The Psychoanalytic Study of the Child 18: 245-56.
Freud, S. (1905). Three Essays on the Theory of Sexuality (1905). The Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud, Volume VII (1901-1905): A Case of Hysteria, Three Essays on Sexuality and Other Works, 123-246
Freud, S. (1917) On transformation of instinct as exemplified in anal eroticism. In Standard Edition, vol. 17. London: Hogarth Press.
Goldberg, B. (2002). Unwrapping the Secrets of the Gift. Psychoanal. Contemp. Thought, 25(4):465-490
Grimm, K.L.J. (1848) Über schenken und geben. Berlin: Preussische Academie der Wissenschaften.
Hinshelwood, R. D., A Dictionary of Kleinian Thought, Free Association Books.
Kris, E. (1956). On some vicissitudes of insight in psychoanalysis. International Journal of Psycho-Analysis, 37:445-455.
Kritzberg, N.I. (1980). On Patients” Gift-Giving. Contemp. Psychoanal., 16:98-118
Laplanche, J. and Pontalis, J. B. (1973). The Language of Psycho-Analysis.
Mijolla A Ed., International dictionary of psychoanalysis, 2005 Thomson Gale, USA
Stein, H. 1965 The gift in therapy American Journal of Psychotherapy 19 480-486