• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

SPOTLİGHT

SPOTLİGHT

Yasemin CİNGÜ, Kübra YILMAZ

 

Filmin Konusu

            Spotlight gerçek yaşamdan uyarlanmış olan bir filmdir. Bu filmde, taciz olayıyla gündeme gelen bir kilisenin kendini aklamaya çalışmasını ve bu tacizi aydınlatmaya çalışan Boston Globe gazetesindeki Spotlight ekibini anlatmaktadır. Bu ekip haber yapacakları konuları kendileri belirliyor fakat işe yeni başlamış olan Yahudi editör Marty Baron tarafından ekip kilise tacizleri davasına ekibi yönlendiriyor. Mike dışında gazetedeki herkes böyle bir davaya karşı çıkmak istemiyor sebebi ise Boston’un %55’inin Katolik olması sebebiyle.  Ekip araştırma yapmaya başlıyor ve iki avukat göze çarpıyor. Bunlardan biri kilise tarafından tacize uğrayıp mağdur olan kişiler için gerçekten mücadele eden Mitch Garebadian, diğeri ise kilise tarafından mağdura uğrayan kişilerin davasını alıp fakat onların şikâyetçi olmaması için uğraşan kiliseyi koruyan Eric Macleish.     

            Filmin ilk sahnesi; boşanmış dört çocuklu bir kadına pederin yardımı olduğundan bahsederek başlıyor. Fakat bu yardım sonucu yine taciz olayı yaşanmış ve kadınla avukat anlaşma sağlamaya çalışıyor. Buradan da aslında kilisenin sistemini anlamış oluyoruz. Kiliseye karşı olan davalara kilisenin tuttuğu avukatlar bakıyor ardından mağdurlarla görüşme sağlanıyor. Anlaşmaya yapılarak bu anlaşma belgeleri kilise tarafından gizli tutuluyor. Bu suçu işleyen pederlerde kilise tarafından oluşmuş bir kodla atamaları yapılıyor.

            Spotlight 2002 yılında bununla ilgili 600 haber yapıyor. Boston Psikoposluğundan 249 rahip suçlu bulunuyor. Aralık 2002 de ise Law istifa ediyor.

“Objektif “ Olabilmenin Önemi

            Marty ve Peder’in konuşmasında, Peder eskiden editör ve insan hakları savunucusu olduğundan bahsediyor. Kendisi ile alakalı kullandığı ifade de “ beni ortalığı karıştıran bir yabancı olarak görüyorlar ”diyor. Marty’e Boston’un küçük bir yer olduğundan ve eğer onlara karşı olacaksa da ortalığı karıştıran bir yabancı olarak görüleceğinden bahsediyor. Marty’nin ise buna karşılık verdiği ifade gazetecilerin işini iyi yapabilmeleri için yalnız çalışmaları gerektiğinden kilisenin teklifini reddetmiş oluyor. Bostonlu diğer gazeteciler Katolik kilisesinin büyük kontrolü nedeniyle bu meseleyi takip etmek istemezken, Marty bir Yahudi olması sebebiyle olaylara dışarıdan bakıp objektif adım atabilmesinin filmin ilerleyişinde ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.

            Mike ve Mitch’in konuşmalarında da benzer bir diyalog geçmekte ve Mitch’in kullandığı ifade şöyle “ Yahudi editör geliyor ve gözler kiliseye çevriliyor”. Olaylara dışarıdan bakmanın öneminden bahsediyor ve ancak bir yabancı gözün olaylara objektif bakabildiğinden bahsederek kendisi de bir Ermeni olduğu için kendisini de örnek veriyor. Sadece psikoloji gibi insani bilimlerde değil tüm meslek gruplarında objektif olabilmek birey ve toplum bazında yaşanabilecek birçok travmatik olayın önüne geçilmesini sağlanabilmektedir.

Travma Nedir?

            Aşağıdaki bir veya daha çok yoldan ölüm, ciddi yaralanma veya cinsel şiddete maruz kalma;

  1. Travmatik olayları doğrudan yaşamak,
  2. Olayları diğerlerine olurken şahsen tanık olmak,
  3. Yakın bir aile üyesi veya arkadaşın travmatik olaylar yaşadığını görmek,
  4. Travmatik olayların rahatsız edici detaylarına tekrar tekrar veya aşırı ölçüde maruz kalmak.

Bu tanı faydalı ve oldukça kabul gören bir tanı olmasına rağmen eleştirildiği noktalar bulunmaktadır. Birçok olay ölüm tehlikesi veya yaralanma içermese bile travmatik olabileceği gerekçesiyle eleştirilmektedir. Doğal afet, yangın, taşıt-motor kazaları gibi birçok travma türü bulunmakta fakat film kapsamında üzerinde durulacak olan travma türü çocuk istismarı yani pedofili olacaktır.

Freud Metaforu        

          İki işlemli bir metafordur. İlk aşaması senaryolaştırma, “şey tasarımı” dır. Dürtünün hareketinin birincil ham malzemesinin senaryolaştırma ile görsel bir tasarıma dönüşmesi işlemidir. Bu aşamada bireye bir trende olduğu, trenin hareket ediyor olduğu söylenir. Gözünün önünden geçen manzarayı anlatması istenir. Tren bozuk, görecek hiçbir şey yok, beyaz bir boşluk var şeklinde cevaplar alınabilir. Hiçbir şey yok denilse bile mutlaka bir şey vardır fakat dile geçme aşamasına geçilemediği için kişi senaryolaştırmayı beceremez. İkincil aşama olan dile dökmede ise, bastırma ve sansür düzenekleri devreye girer. Filmin tamamında tüm mağdurlar olayı aktarırken istismarı hafifletecek kelimeler kullanmaları ve Kurtulanlar dışında mağdurların geçmişte yaşadıkları bu istismarı yok saydıklarını görmekteyiz.

Kuramsal Arkaplan

          Bellek –Duygulanım- Disosiasyon: Travma, ruhsal sisteme yabancı bir beden olarak yerleşmiş bastırılmış bir anıdır. Travmadaki duygu disosiasyonla bölünmüştür. Disosiasyon psikopatojenik bir unsurdur. Böylece ruhsal acı tüm ruhsal yapıyı ele geçiren bir travmaya dönüşür. Freud’a göre travmada, geçmişte yaşanan bir olay, güncel yaşananlara bağlı olarak şu anda canlanır. Filmde Robby ‘nin çocukluk arkadaşı evli ve mutlu olmasına rağmen, Robby istismarla alakalı soru sorduğu zaman bir anda ruh halinin değişmesini örnek olarak görmekteyiz.

        Nesne İlişkileri Boyutu: Bebek halisünasyon ve düşlem dünyası ile arzularını ve ihtiyaçlarını doyuramadığında dünyayla mecburen karşı karşıya kalır. Anne memesine muhtaç olmak nefrete yol açar. Sevgi nesnesi ve nefret nesnesi aynıdır. Nesne ilişkisinin kendisi travmaya dair kırılganlığı arttırmaya mahkûmdur.

        Negatif Narsizm: Yatırımları sıfır düzeyine indirme arzusudur. Sadece belirli bir nesneyi silmek değil, çeşitli nesne yaratma süreçlerini de etkileyen, nesneyi yok etme denen durumda kendisini gösterir. Kişinin ben en kötüyüm, en başarısızım, en çirkinim gibi özdeğerleme yapmasıdır. Travmada tüm ekonomik sistem çöker.

Pedofili          

Pedofili en az altı aylık süre boyunca, kişide ergenlik dönemine girmemiş bir çocukla ya da çocuklarla cinsel etkinlikte bulunmayla ilgili yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin, cinsel dürtülerinin ya da davranışlarının yineleyici bir biçimde ortaya çıkması olarak tanımlanmıştır. Genellikle eylemleri gizlidir ve tedavi için başvurmamaktalar. Pedofilik bireyler genellikle 40-70 yaş arası grubudur. Pedofili bireylerin büyük çoğunluğu erkeklerdir. Filmde Phil, Joe, Patrick’in istismara uğradıkları yaşların genellikle 10-12 yaş aralığında olması ve pederlerin yaşlı olması pedofili olan bireyler tarafından istismara uğradıkları anlaşılmaktadır.

Pedofilik bireylerde karmaşık duygulanımlarla başa çıkmak için entellektüelizasyon, inkar, mantıksallaştırma ve bilişsel çarpıtma gibi savunma mekanizmaları sıkça kullanırlar. Filmde Peder ve Sacha’ya “şakalaştım ama taciz etmedim, asla zevk almadım. Bende tecavüze uğradım” diyerek ifade ediyor. Asla suçluluk hissi duymayarak yaptığı eylemleri mantığa bürüdüğünü ve inkar ettiğini görüyoruz.

Çocuğun cinsel istismarı sözel istismar, cinsel organlarını gösterme, çocukları soyma ve seyretme, cinsel ilişkiye ve mastürbasyona tanık etme gibi birçok şekilde ortaya çıkabilmektedir. Pedofili olanlar genellikle eylemlerinde zor kullanmazlar, aksine önce masum dokunma, sonra uygunsuz dokunma, açık resimler gösterme gibi birçok fiziksel manipülasyon ve desensitizasyon (duyarsızlaştırma) uyguladıkları gösterilmiştir. Filmde Phil’in bu durumu ifade ettiği şekil şöyle, “Fakir bir ailenin çocuğu iseniz, inanç önemli bir şey oluyor. Rahibin kitabını istemesi ya da herhangi bir iş verince rahip kendinizi özel hissediyorsunuz tıpkı Tanrı’nın yardım istemesi gibidir. Bu istekler artar ta ki tacize dek. Yine ses etmezsiniz çünkü tuzağa düşürüldüğünüzü düşünürsünüz. Çünkü o size yardımda bulunmuştur. Tanrıya hayır demiş olursunuz. Burada sadece fiziksel değil manevi zarar var. Bunu yaptığınızda inancınızı elinizden almış oluyor. Sadece Boston değil tüm dünyayı kapsıyor.” Joe ise, “ Bana başından beri çok iyi davranıyordu. Gay olduğumu fark etti ve bunu kullanmaya çalıştı fakat engel olamadım. Çıplak poker oynarsan kendini iyi hissedersin dedi. Kimseye açılamıyorken rahip bunu fark eden ve önemli değil diyen tek kişi fakat seksle böyle tanışmak çok ürkünçtü”. Bu ifadelere ve filmdeki diğer mağdurlara da baktığımızda böyle olaylarda genellikle seçilmiş olan çocuklar fiziksel özellikleri sebebiyle değil de boşanmış ebeveyne sahip, vefat eden anne veya baba ya da fakir aile çocukları özellikle risk altında bulunmaktadır. Bunun sebebi ise, bu çocukların utangaç ve suskun olmaları nedeniyle istismar edilmeleri daha kolay gözüyle bakılmaktadır. Aynı zamanda mağdur ifadelerine bakıldığında çocukların herhangi bir şiddet ya da zorla değil pedofili tanısında da ifade edildiği üzere aşamalı olarak istismarın arttığını ve başlangıçta masum yaklaşımlarla bu çocuklara yanaşıldığını görmekteyiz.

            Çocuk istismarı ve ihmali sadece önemli ve bazen devam eden psikolojik rahatsızlıklara yol açmaz, yeniden kurban durumuna düşürülme olasılığı çok yüksektir. Yaşamın erken döneminde çocuğun nörobiyolojisi özellikle savunmasızken, kendilik ve ötekiler, dünya ve gelecek hakkında kalıcı bilişsel modeller henüz oluşmaktayken yaşandığından, çocuk istismarı ve ihmalinin travmatik olaylara bağlı olarak sonradan yaşanan sıkıntılar açısından en büyük risk faktörü olması muhtemeldir. Çocuklukta istismar ve/veya ihmal ergenlik ve yetişkinlikte çeşitli belirtilere ve uyum bozukluklarına yol açabilir ki bunlar da daha sonra kişiler arası travma yaşama olasılığını arttırır.

            Benzer travmaya maruz kalan iki kişinin tepkileri oldukça farklı olabilir. Biri hafif- geçici tepkiler gösterirken diğeri aylarca veya yıllarca devam eden ileri düzeyde stres belirtileri gösterebilir. Travmayı daha şiddetli /daha karmaşık kılan değişkenler şunlardır;

  1. Kurbana ait değişkenler (yoksulluk, yaş, vs..),
  2. Stres kaynağının özellikleri (öngörülemezlik, kontrol edilemezlik, cinsel olarak kurban durumuna düşme),
  3. Kurbanın çevresindekilerinin ona nasıl tepki gösterdikleri.

Filmde mağdurlara baktığımızda yaş olarak küçük olduklarını, fakir-ihmal eden- vefat eden ebeveyne sahip olduğunu görüyoruz. Tacize uğradıkları yaşları sebebiyle de ihmal eden ebeveyne sahip çocukların ilgi gördükleri rahipler tarafından tacize uğrayabileceklerini öngörmeleri ya da tacizin ne olduğunu bilmelerini de bekleyemeyiz. Mağdurların çevresine baktığımızda, aileler ya sessiz kalıyor ya da dava etmeyi akıllarından geçiren aileler kendi arkadaş çevreleri tarafından dava etmemeleri yönünden baskılanıyor. Bu sebeple filmdeki mağdurların olayın üzerinden yıllar geçmiş olsa bile bu üç değişkenin travma şiddetlerini arttırdığını ve hepsinin bu şiddeti farklı şekillerde yansıttığını görmekteyiz. Örneğin Robby’nin arkadaşı da mağdurlardan biri hayatı gayet iyi, evli ve mutlu fakat olayın ardından çok zaman geçmesine rağmen bu konuyla alakalı soru yöneltildiği anda tekrar o anı yaşaması ve ağlamaya başlaması travma şiddetinin yıllarca sürebildiğini göstermektedir.

            Öfke, utanç, suçluluk gibi travma esnasında yaşanan tepkiler travma sonrası tepki riskini arttırır. İstismar gibi olaylar diğerlerine kıyasla TSSB’ ye yol açma olasılığı kurbana ait faktörlerden bağımsız olarak daha yüksek olduğu bilinmektedir. Genelde çocukluk travmaları kalıcı psikolojik zorluklarla daha yakından ilişkilidir. Çocukluk travmalarının insan gelişiminin en savunmasız dönemlerinde yaşanması, genellikle ilişkisel kötü muamele içermesi bu durumun olası nedenleridir. Sonuç olarak, çocuk istismarı ve ihmal sadece yetişkin travması yaşayanlarda kimi zaman görülen duygudurum bozuklukları, bilişsel çarpıtmalar, travma sonrası stresle ilişkili belirtilere yol açmakla kalmaz; duygulanım düzenleme, diğerleriyle olumlu ve kalıcı ilişkiler kurma gibi çocukluk travmalarına ve kesintiye uğramış ebeveyn-çocuk bağlanmasına özgü sorunlara da yol açar. Travmatik bir olayın kişinin bünyesinde yarattığı acı verici aşırı uyarımın, kişinin temsil, simgeleştirme ve benliğin bağlama kapasiteleri ile karşılayamayacağı kadar yoğun ve şiddetli olduğu söylenebilir. Travmatik anılar bilinçte parçalı, kopuk ve tutarsız biçimde varolurlar. Ruhsal alan travmatik etki çerçevesinde yeniden düzenlenmektedir. Filmde Joe’nun Sacha’yla olan görüşmede gergin ruh haliyle aşırı kek yemesi, heyecanlanması; Sacha’nın 11 Eylül saldırısı nedeniyle işe ara vermek zorunda kaldıklarını Phil’e bildirdiklerinde, Phil’in hayal kırıklığına uğrayıp çıkışması “neden istemekle uğraşıyorsunuz, zaten istediğinizi yapacaksınız” diyerek yoğun bir tepki göstermesiyle de travmanın kalıcı etkilerini görmüş oluyoruz. Yine bu sahnede arka planda televizyonda, Penn State maçındaki koç Joe Paterno ve yardımcı koç Jerry Sandusky yer almakta, Sandusky genç oyuncuları taciz ettiği gerekçesiyle 2012 yılında 30-60 yıl arası hapis cezası istenmiş ve Paterno bunları görmezden geldiği gerekçesiyle takımdan kovulmuştur. Oysa Paterno olaylar yaşanırken çok zaman şikayette bulunmuş fakat kulüp yöneticileri olayı örtbas etmiştir. Mike’ın konuştuğu psikiyatrın açıklamalarına göre cinsellikten uzak durulması böyle sonuçlara yol açmakta ve rahiplerin %50si uzak durabiliyor, %6 sı pedofili geri kalanı ise başka kişilerle cinsellik yaşamaktadır.  Maç ve kilise haberlerine bakıldığında aynı zamanda bu tür olayların askeri birliklerde çok sık yaşanması sebebiyle psikiyatrın öne sunduğu sebebi bir bakıma doğrulamaktadır.

Travma Sonrası Tepki Türleri

Travmatik olaylar tür ve sıklık açısından değişir. Bunların psikolojik etkileri kurbana özgü ve toplumsal/kültürel değişkenler tarafından belirlenir. Filmdeki mağdurlarda fobik kaygıyı çok sık görmekteyiz. Olayı anlatmaktan ve hatırlamaktan kaçınıyorlar. Konuyu anlatırken gergin bir ruh hali ya da yemek yiyerek yapabiliyorlar.

Güvensiz bağlanma çok erken dönemdeki istismar, kayıp ya da ağır ihmalin işareti olabilir. Phil’in Sacha’nın haberin peşini bırakacağını düşünmesi yaşadığı güvensizliği bize göstermektedir.

Travma geçirmiş kişiler genellikle gerilim azaltıcı davranışlar olarak adlandırılan, aktive olmuş istismarla ilgili stresi azaltmak amacıyla dışsal yolları kullanmak zorunda kalabilirler. Bu tür davranışlar dürtü kontrolü sorunlarını içerir. Yine filmde gördüğümüz mağdurların aşırı yemek yeme eğilimi ve kendini kesme davranışını örnek olarak görmekteyiz.

Bazı vakalarda kişi travmayı atlatmış gözükse de olay sonrasında, olay hakkındaki araştırmada aşırı stres, yüksek kaygı, öfke patlaması gösterebilir. Yukarıda mağdurların anlatıldığı sahnelerde bu davranışları birçok mağdurda görmekteyiz.

 Özne; acı, dehşet, korku gibi uç duygulanımlar uyandıran, ne içsel ne dışsal yardıma erişemediğinde, sonu gelmeyen ve bir çıkmaz yaratan bu duruma karşı uç bir savunma örgütler. Kendinden, kendi deneyiminden geri çekilir. Ona göre hiçbir şey olmamıştır. Deneyim öznelleşmemiş, üstlenilmemiştir daha sonra “haz ilkesinin ötesine “ dönmüş, yineleme zorlamasına girmiştir. Travmatik nevrozlarda özümsenmemiş bu deneyimler yeniden belirir, düşü böler, yaşamı böler. Freud “aşağılık duygularını” (utanç) benlik ile ideal benlik arasındaki gerilime bağlar ve suçluluk duyguları ile kıyaslar.

Travmanın Toplumsal Boyutu

            Kişi, travmatik durumun içinde iç ve dış kaynakları bakımından çıkışsız kalmıştır. Otoerotizmi donmuştur; yardıma gelebilecek potansiyel nesneler, gelmemiştir ve kişi hayal kırıklığına uğramıştır. Toplumsal travmada da süreç aynı işlemektedir. Toplumsal bağ zayıflamış, özdeşleşme silikleşmiştir. Diğer gruplar tarafından yardım görmeme, yalnız bırakılma deneyimi yaşamışlardır. Toplumsal travma mağduru kişiler sıkça sorar: “neredelerdi, neden kimse bir şey yapmadı, neden kimse bir şey söylemedi”. Travma toplumsal bir nitelik taşıdığında ona tanık olan, ilişkili birçok kişi bulunur. Bu kişilerin bilinçdışı nesne tasarımlarının, ilgili düşlemlerinin, savunma süreçlerinin, dinamik düzenlerinin eşzamanlı değişmesi toplu etkilere gebedir. Birbirleriyle ilişki içerisinde olan bir grup insan bu travmatik olayı yaşadığında aradaki toplumsal bağ zayıflar. Devlet başta olmak üzere çeşitli güçler olmak üzere; gerçekleri saptırmak, saklamak, manipüle etmek vb. yöntemlerle toplumun dağılma ve kaos korkuları tetiklenerek ortaya çıkarılan çaresizlik ve çıkışsızlık duygularıyla toplum yönlendirilebilir. Bu tür sahte ideal ve bütünleşmeler gerçekte daha geniş ve derin kopmaların, ayrışmaların üzerine kuruludur. Filmde Sacha’nın babaannesi haftanın 3 günü kiliseye gitmekte ve kadın bu olay ortaya çıktığında büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak ağlar. Aynı şekilde Mike bu davayı araştırırken ortaya böyle bir olayın çıkmasıyla beraber “küçükken kiliseye gittiğini, artık gitmediğini fakat bir gün gidecek olmanın ümidiyle yaşadığını ve artık bu umutların tükendiği” şeklinde ifade eder.

 

Kaynakça

Briere, John N..(2016). Travma terapisinin ilkeleri (B.D.Genç, çev.).İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. (Orijinal çalışma basım tarihi 1968)

Erdoğan, A. Pedofili:klinik özellikleri, nedenleri ve tedavisi. Dergipark, 2(2), 132-160. 2010, http://dergipark.ulakbim.gov.tr/pskguncel/article/view/5000076399/5000070456

Bireysel ve toplumsal travmalar 1, 2017, Psikanaliz Yazıları