RUHSAL TRAVMADA GİDİŞ VE TEDAVİ
GİDİŞ
Travma sonrası stres bozukluğu tanısı alan hastaların %30’u tamamen iyileşir,%40’ı hafif semptomlarla, %20’si orta şiddette devam eder. %10 'u değişmeden kalır ve kötüleşir. Semptomlar zaman içinde değişkenlik gösterebilir. Saplantılı hatırlama başlangıçta daha önde iken zamanla kaçınma semptomları belirginleşir, baştan beri varolan ve tedaviye cevap vermeyen aşırı uyarılmışlık hali kötü prognozu gösterir.
TEDAVİ
Farmakoterapi, bireysel psikoterapi ve grup terapisini içerir.
Terapi ile amaç; travmatik deneyimin bütünleştirilmesini sağlamaktır.
Trisiklik antidepresanlardan Amitriptilin ve İmipramin halen en etkin ilaçlardır. Yalnız kaygı ve depresif semptomlar üzerine değil, saplantılı hatırlama semptomları üzerine de etkilidirler. Serotonin geri alım inhibitörleri, Venlafaksin, Trazodon, Mianserin, MAOİ, Lityum veAntikonvülzanlar tedavinin çeşitli aşamalarında kullanılır. Yoğun kaygı durumlarında kısa süreyle benzodiazepinler tedaviye eklenir. Buspiron da kaygı tedavisinde faydalıdır.
Travma sonrası stres bozukluğu’nda ilaç etkinliğini değerlendirebilmek için en az 6-8 haftalık tedavi şarttır. Tedavisi en az 1 yıl sürmelidir. Ilaç tedavisi kaçınma, inkar ve duygusal tepkisizlikten çok depresyon, kaygı ve aşırı uyarılma üzerinde etkilidir.
İntihar eğilimi, ciddi depresyon, kontrol edilemeyen öfke ve şiddet, alkol veya madde kötüye kullanımı gibi durumlarda hastanede yatarak tedavi olmak gerekir.
Tedavide kişinin düşüncelerinin ve yaşadıklarının onunla birlikte araştırılması, kendisini ve yaşantısını nasıl etkilediklerinin gösterilmesi, anlaşıldığının fark ettirilmesi, çok yavaş bir biçimde bunların yorumlanması amaçlanır. Ayrıca, beraberce, korku nedeniyle kaçındığı durumların üstüne gidebilmesini sağlayacak bir yaklaşım geliştirilmelidir. Böylelikle bu durumlarda yaşadığı korkunun azaltılması sağlanır, özgüveni arttırılır. Psikolojik tedaviler bu konuda eğitim ve deneyimi olan psikiyatr ve klinik psikologlar tarafından uygulanır.
Travma Sonrası Stres Hastalığı, kişiye ve ailesine büyük sıkıntı veren, ancak tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.
Travmalardan etkilenmiş birçok kişi:
1. yaşadıklarının bir ruhsal rahatsızlık olduğunu bilmediği veya belirtileri kendi güçsüzlüğüne-eksikliğine bağladığı için, ( ki bu kişinin kendisini kötü, zayıf ve beceriksiz hissettirir)
2. sorunların tedavi edilebileceğini bilmediği için,
3. tedavi imkanlarına nasıl ulaşacağını bilmediği için,
4. maddi imkanları olmadığı için,
5. sorunlarını konuşmaya utanıp sıkıldığı için veya rahatsız olduğu için….
tedaviye başvurmuyor olabilir
Oysa ki bu sorunların hem psikolojik açıdan hem de ilaçla başarılı biçimde tedavisi mümkündür. Ayrıca pek çok kişi, yardım kitapçıklarını okuyarak veya sorunu yaşamış başkalarından yardım alarak bazı sorunlarının üstesinden gelebilir.
İyileşme önündeki en temel engeller olan:
· yardım aramaya çekinme,
· umutsuzluk,
· olayı hatırlamaktan kaçınma,
· olayla ilgili konuşurken kendini çok kötü hissetme,
· insanlara güvenini kaybetme ...
Bunlar aynı zamanda hastalığın da temel belirtileridir.
Bu sorunların farkına varıp, yardım aramak, sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.
Felaketlerde, felaketi yaşamayanların, ruhsal ve fiziksel yardımı çok önemlidir. Bunun çok bütünleşmiş, planlı ve gerçekçi bir biçimde yapılmalıdır.
Önceden yapılan ruhsal ve fiziksel hazırlıklar, şok döneminin daha kolay aşılmasını ve yaşanmasını sağlar. Travmalarda hızlı yardım ve hızlı toparlanma önemlidir, yaşamsaldır. Travma konusundaki bilgilerin gerçekçi ve sağlıklı olması çabuk iyileşmeyi getirir.