• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

ÇOCUKSU PSİKOTİK KENDİLİK ÇPKvŞO - IV

ÇOCUKSU PSİKOTİK KENDİLİK ÇPKvŞO - IV

ÇOCUKSU PSİKOTİK KENDİLİK VE ŞİZOFRENİNİN OLUŞUMU ÇPKvŞO - IV [1]

VAMIK D. VOLKAN, M.D., DLFAPA, FACPsa

Bazı ergenlerin veya erişkinlerin neden uyaran kaygısı (signal anxiety) yerine organizmik panik yaşadıkları ve kişilik değişikliği yaşamaya neden bu kadar yatkın olduğu beni hep düşündürmüştür. Şizofreni teşhisi olan on hastayı ve on da psikotik aktarımı geliştiren sınırda ilkel kişilik bozukluğu teşhisi olan hastayı, divanda haftada dört veya beş defa görüp tedavi ettiğim yıllarda, yukarda belirttiğim yatkınlıkları sadece onların psikolojik gerilemelerine odaklanarak açıklayamadım. Sonra dikkatimi şizofreniye yatkınlığı olan erişkinlerdeki “çocuksu psikotik kendilik” dediğim şeyin varlığına yönelttim. Bebeklerin ve çocukların zihinlerine baktığımızda bunların var olan psikobiyolojik ve türe özgü (species-specific) potansiyellerinin, çevreyle girdikleri etkileşimlerde, harekete geçirilmesiyle oluştuğu ve geliştiği görülür (Tähkä, 1993). Psikolojik açıdan bebeklerin ve çocukların çevreleri sınırlıdır. Çevrelerini anne veya annelik işlevlerini yerine getiren kişiler oluşturur. Vücut imgesi, kendilik imgesi, bununla ilişkili benlik ve daha sonra da üstbenlik işlevleri gibi çocuğun psişik yapılarını oluşturmak ve kristalize etmek için gereken “eğilim ve deneyim” (disposition and experience; Freud, 1914, s.18) ilk olarak anne-çocuk ilişkisiyle bir gelişim kanalı bulur.

Burada “gelişim yolağı” kelimesini kullandım çünkü bu kelime bize, çocuğun doğumuyla (fiziksel bir fenomen) sonradan yapılanan, basitçe akıl (zihinsel bir fenomen) denen psişik yapının yavaş “doğumu” arasında karşılaştırma yapma imkânını veriyor. Burada bebekler ve çocuklar üzerine yapılan modern araştırmaların ortaya çıkardıkları ve doğumdan itibaren var olan benlik potansiyellerinden söz etmiyorum. Bu potansiyeller üzerine kurulan ve akıl dediğimiz psişik yapının yavaş yavaş her çocuk için özel bir biçim alması sürecine odaklanıyorum. Bir fetüsün fiziksel olarak gelişmesi ve dokuz ay kadar sonra bir bebek olarak hayata gelmesi gibi akıl dediğimiz psişik yapı da ilk aylardan ve ilk yıllardan sonra yavaş yavaş çocuk için özel bir biçim alır ve “doğar”. İster biyolojik ister psikolojik olsun çocuktan ve annelik yapan kişiden gelen, hem bu sürecin normal akışına yardım eden hem de engelleyen içerikler gelişim yolağındaki zihin-inşa etme süreçlerinin akışını etkiler.

Bazı vakaların psikolojik açıdan sorun yaratabilecek nitelikleri çok belirgindir. Mesela bir annenin, çocuğunun ortadan kaybolması ya da ölmesi gerektiği şeklindeki bilinçdışı fantezisi anneden gelen kusurlu bir içeriktir (Apprey, 1997). Böyle bir malzeme çocuğun aklının gelişimini zehirler çünkü anne, çocuğun ve dolayısıyla çocuğun aklının yaşamasını istememektedir. Başka durumlarda ise biyolojik açıdan kusurlu malzeme baskın olabilir. Örneğin çocuk saldırganlığı uysallaştıran bir benlik işlevinin gelişmesini engelleyen, fizyolojik veya genetik bir durumla doğmuş olabilir.

Okumaya devam etmek için burayı tıklayınız: ÇOCUKSU PSİKOTİK KENDİLİK HANGİ DURUMLARDA GELİŞİR?


[1] Doctor of Medical Science Honoris Causa (with the University of Kuopio, Finland).

Fulbright/Sigmund-Freud-Privatstiftung Visiting Scholar of Psychoanalysis, Berggasse 19, 1090, Wien, Austria.

Professor Emeritus of Psychiatry University of Virginia, Charlottesville, VA.

Senior Erik Erikson Scholar; Erikson Institute for Education and Reasearch of the Austen Riggs Center, Stockbridge, MA.

Training and Supervising Analyst Emeritus; Washington Psychoanalytic Institute, Washington, DC.

Çeviren: ALİ ALGIN KÖŞKDERE

Bu yazı İstanbul’da Psikoanaliz ve Sinir Bilim Sempozyumunda (28-29 Nisan, 2006) sunulmuştur.