PANİK ATAĞIN DİĞER ÖZELLİKLERİ
Panik atak, kişide yoğun korku, çaresizlik ve durumu anlayamama hissi yaratan kaygı ataklarıdır. Genellikle 10-15 dakika sürerler. Kişinin beklemediği zamanlarda, hatta rahat olduğu ve mutlu hissettiği zamanlarda bile ortaya çıkabilirler. Özellikle böyle zamanlarda ilk atağın yaşanması, yani beklenmedik bir anda yoğun kaygı ve huzusruzluğun hissedilmesi, kişinin aklını karıştırır ve ne olduğunu anlayamaz. Öleceğini ya da çok ağır bir hastalığa yakalandığını düşünebilir. Bu durum kişinin çaresizliğini ve korkusunu daha da arttırır.
Bazı hastalar panik atak öncesinde süregiden kaygılı durumlarının farkında değillerdir. Gerginliklerini ya da alttan alta hissettikleri kaygılarını fark etmeyen hastalar için panik atak, hiçbir neden yokken ortaya çıkmış bir durum olur. Psikoterapi ile hastalar, kaygı yaratan olaylar ve yaşantılar ile duyumsadıkları kaygının, yaşadıkları panik atakların arasındaki bağlantıyı kurabilirlerse tedavide önemli bir aşama kaydedilmiş olur. Hem panik atakların neden yaşandığı anlaşılır ve olay anlamlandırılmış olur hem de kişi bir sonraki aşamada temeldeki sorun için çözüm aramaya başlayabilir. Bu bağlantının kurulması, kişinin ölmediğinin ya da ağır bir hastalık yaşamadığının da açıklığa kavuşmasında rol oynar.
Panik ataklar sırasında kaygı ve korkunun getirdiği fiziksel belirtiler, kişinin fiziksel bir rahatsızlık yaşadığını düşünmesine neden olur. Bu, kişinin kaygısı ile yaşadığı belirtiler arasındaki bağlantıyı görememesinden ya da görmek istememesinden kaynaklanan bir durumdur. Kaygı ve huzursuluğun değil de bir hastalığın sonucunda fiziksel belirtiler ortaya çıktığını düşünmek, bazen temelde kişiye daha ağır gelen bir sorunu örtmek amacıyla kullanılır. Psikoterapide kişinin neden böyle yorumladığı ve neden yaşadıklarının psikolojik yönünü inkar ettiği üzerinde de durulur, araştırılmaya çalışılır.
Panik ataklar kişinin ruhsal ve fiziksel açıdan tükenmekte olduğunun göstergeleridir de. Böylelikle hem kişi hem de yakınları kişiye yardım ve destek sağlamak için harekete geçerler. Kaygının ve korkunun yoğun olması, kişinin ve yakınlarının belirtileri sakinleştirememesi, yardım almak için başvurulan kişilerin olayın psikolojik yönünü görememesi panik atağın anlaşılamamasına ve tedavi edilememesine neden olabilir.
