• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

NARSİSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNDA KENDİLİK VE NESNE İLİŞKİLERİ

NARSİSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNDA KENDİLİK VE NESNE İLİŞKİLERİ

Narsisistik kişilik bozukluğunda kişinin kendiliği, benliği, dürtüleri, istekleri her şeyden ve herkesten önemlidir ve biriciktir. Kişinin şu özellikleri öne çıkar:

  • Tümgüçlülük: Bağımlılığa, zayıflığa, kırılganlığa ve yetersizliğe karşın en güçlü ve en etkili özne olma düşlemi yoğundur ve gerçekleştirilmeye çalışılır. Düşleminde, kişinin her şeye gücü yeter. Düşlemdeki tümgüçlülüğün düzeyi yansıtmalı özdeşleşmenin normal mi saldırgan mı olacağını belirler33. Nesne, yetersizlikleri kapsama ve tümgüçlülük yanılsamasını bozma konusunda başarısızlığa uğramıştır. Tümgüçlülük, her türlü tehdidi savuşturmaya ve korkuya karşı bir savunmadır.
  • Tek olma, üstün olma ve tepeden bakma: Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişi aşağıda olamaz, en üstün ve üstte olan tek kişi olmalıdır. Kendinden iyi ve üstün olanlar haset uyandırır. Kardeş ve ebeveyn tanımaz. Kendisinden aşağıda olanların varlığına da bağımlıdır.
  • Sadizm ve sapkınlık: Kendi dürtülerini her şeyden üstün tutar, dürtülerine sınır koyacak bir otorite yoktur. Dürtü ve isteklerinin doyumu için her türlü sömürü ve manipülasyonu yapmayı kendine hak görebilir. Hırslarını gerçekleştirmekte engel ve kural tanımaz. Bu sırada başkalarının istek ve gereksinimlerini fark edemez, görmezden gelir ya da inkâr eder. Hoşnutsuzluk yaratan her şeyi dışarı boşaltmaktan çekinmez. Rosenfeld34, yıkıcı narsisizmde yıkıcı ve kötü kendilik parçalarının ülküleştirildiğini belirtir. Yıkıcılık, bağımlı ve libido yüklü kendiliğe ve kendilik deneyimlerine yönlendirilir.
  • Büyüklenmecilik (Grandiyözite): Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişi küçük olmaya katlanamaz. Büyüklenmiş, şişmiş ve çevresini kaplayan bir kendiliği vardır. Kıyaslama yapabilmesi için küçük nesneler de gerekir.
  • Teşhircilik: Görülme, beğenilme, sevilme ve hayran olunmaya yönelik açlığı yoğundur. Utanma ve eleştirilme olasılığı inkâr edilir. Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişi tüm dikkatleri üstüne çeken en güzel, en başarılı ve en beğenilen kişi olmaya çabalar.

Etkisine girmeyen kişiler dışarıdan baktığında narsisistik kişinin kendiliğini; soğuk, eş duyumsuz, sömürgen, kendini beğenmiş, burnu büyük, içi boş ve insanlara ilgisiz biri olarak algılarlar. Kernberg32, narsisistik kişilik bozukluğunda sınırda bir yapılanma olduğunu belirtir. Narsisistlerde bölme, ona boyun eğenlere ve hayranlarına libidinal yatırım, ona boyun eğmeyenlere ve tehdit edici nesnelere karşı saldırganlık yatırımı yapmak biçimindedir. Narsisistler bölmeyi kendi amaçlarına yönelik olarak kullanırlar ve üstbenliği manipüle etmenin yollarını bulurlar. Bölme kendilik yapısında; zayıf-tümgüçlü, küçük-büyüklenmiş, korkak-sadist biçiminde etkindir. Korku, haset ve öfke işlenemeyerek yansıtmalı özdeşime uğrar.

Rosenfeld19, acı ve kaygı yaratan kendilik parçalarının bölünüp ayrılarak tümgüçlü nesneye yansıtıldığı “narsisistik tümgüçlü nesne ilişkisi”ni tanımlamıştır. Bu ilişkide hasta, nesne olduğunu ya da nesnenin kendisi olduğunu hisseder. Kendilik ve nesne sınırları yok olmuştur. Narsisistik tümgüçlü nesne ilişkisi, kendilik ve nesne ayrılığının, saldırganlığın ve hasedin fark edilmesine karşı bir savunma olarak kullanılır.

Volkan3, narsisizmdeki benlik, kendilik ve nesne ilişkilerini kapsamlı ve klinik açıdan anlaşılır bir biçimde tanımlayan psikanalistlerdendir. Olgular üzerinden hem narsisizmin dinamiğini hem de terapi sürecini açıklamıştır. Narsisizmin oluşumunda tek etken olmadığını, yaşam boyunca deneyimlenenlerin bir toplamı sonucunda oluştuğunu göstermiştir. Ona göre ideal kendilik, oral dönemdeki engellenmiş çocuğun kendi saldırganlığından ve hasedinden korunmak için güç, zenginlik ve güzelliklerle donanması sonucunda oluşur. Çocuk, kendisini değerli hissettiği sıralarda bir anda bunu kaybederek narsisistik kırılma yaşarsa, bu durumun yasını tutacak ya da bu durumla mücadele edecek yetileri ve çevresel desteği yoksa narsisistik patolojiler geliştirebilir. Sorun yalnızca empatik olmayan anne” değil duygusal açıdan aç bırakan annedir. Anne/nesne, duygusal açlığa mahkûm etmesine rağmen çocuğu ülküleştirir ya da öncesinde ülküleştirmiştir. Böyle bir durumun doğasında bölücü bir saldırganlık olduğu için bunu içselleştiren çocuk kendi saldırganlığını meşru görür. Aynı zamanda değersiz kendilik parçasını dışsallaştırarak sürekli değersiz” olanlardan kurtulmaya çalışır. Volkana göre kendilik tasarımlarının bir bölümü baskın ve nesneler tarafından sevilen” olarak ortaya çıkarken, ilkinden ayrı olan diğer bölümü tamamen gölgede kalmakta ve değersiz” olmaktadır. Volkan, baskın bölümü “büyüklenmiş kendilik” ve gizli kalmış bölümü “aç kendilik” olarak tanımlar.

Kendilik gibi nesneler de bu şekilde ikiye bölünür. Beğenisi toplanan ve beğenen nesnelere yakın, beğenisi toplanamayan ve beğeni vermeyen nesnelere uzak durulur. Beğenisi elde edilemeyen değersiz” nesnelerin varlığı ve bunların aşağıda” kalmaları çok önemlidir, yaşamsaldır. Bununla beraber benlik; beğenen nesneleri var etmek, beğenmeyen nesneleri yok etmek için tüm işlevlerini kullanır. Aynı anda benlik, büyüklenmiş kendiliği var etmek ve kendilik değerini yüksek tutmak, değerli kendiliği her türlü tehditten korumak için elinden geleni yapar. Bu süreçte üstbenlik aç kendilik tasarımını doyurma yönünde çalışırken görünüşte ahlakçı, gerçekte sömürücüdür. Volkan3, libidinal dürtü ve duygularla dolu büyüklenmiş kendilik ve saldırgan dürtü ve duygularla dolu aç kendilik tasarımlarının narsisistik hastalarda birbirinden ayrı tutulduğunu ve bu yüzden karşıt dürtülerin ve duyguların bütünleşmesinin yetersiz olduğunu belirtir. Büyüklenmiş kendiliğine tutunmuş olarak günlük hayatını sürdüren bir kişi, büyüklenmiş kendiliği korumayı ve sürdürmeyi amaçlayarak savunmacı bir saldırganlık ve öfke gösterebilir. Aç kendilik tasarımlarının yüklenmiş olduğu saldırgan dürtü türevleri, bu tasarımları “cezalandırır” ve istemez.

Volkan3, 35 iki ögenin daha altını çizer: geçiş düşlemleri ve cam fanus düşlemi. Narsisistik hasta geçiş düşlemleri ile büyüklenmiş kendiliğini ve onun yazgısını kontrol ettiği, onu tehlikeli dış etkenlerden koruyabildiğini düşlemleyerek tümgüçlülük yanılsamasını sürdürmektedir. Bu yanılsama, geçiş nesnesi ile küçük çocuğun yarattığı yanılsamanın bir benzeridir. Volkan narsisistik kişilik bozukluğunda geçiş nesnesinin değil işlevinin canlandığını vurgular. Cam fanus düşleminde ise hasta, fanus içinde tümgüçlü, kendi kendine yeterli ve tek hissederken dış dünyaya tepeden bakabilir, ilgi gösterenleri ve göstermeyenleri seçebilir.

 

3 Volkan VD. Ast, G. Özsevinin dokusu. İzmir: Odağ Yayınları; 2002.

19 Rosenfeld H. The narcissistic omnipotent character structure: A case of chronic hypochondriasis. Impasse and Interpretation: Therapeutic and antitherapeutic factors in the psychoanalytic treatment of psychotic, borderline, and neurotic patients, (1:63-84) içinde London, New York: Routledge; 1987.

32 Kernberg OF. Borderline conditions and pathological narcissism. Oxford: Jason Aronson, Rowrnan & Littlefield Publishing Group; 1975.

33 Spillius EB, Milton J, Garvey P, Couve C, Steiner D. The new dictionary of Kleinian thought. London, New York: Routledge; 2011.

35 Volkan VD. Fanustaki insanlar psikanalitik öyküler. İstanbul: Alfa Yayınları; 2009.