SOSYAL KAYGI BOZUKLUĞUNUN ÖZELLİKLERİ - I
Sosyal fobi; toplum içinde otururken, konuşurken ya da herhangi bir eylem yaparken kızarma, terleme, ellerin titremesi, kendini küçük düşürecek yanlış bir şey yapma kaygısı ve korkusu olarak algılanır. Bu nedenle kişi, topluluk içine girmekten kaçınır. Girmek zorunda kalınca da sıkıntıya bağlı ortaya çıkan belirtilerden rahatsız olur. Kişi bu korkunun ve belirtilerin topluluk içinde herkes tarafından fark edileceğinden de korkarak topluluğa girmekten çeşitli bahaneler bularak kaçınır.
Sosyal fobi genel olara yaşamın ikinci 10 yılında başlayan, bu kadar erken başlangıcı olması nedeniyle genelde ruhsal gelişim sorunlarına da yol açan bir rahatsızlıktır. Tedavi edilmezse kronik bir seyir gösterir.
Sosyal ortamlarda herkes bir miktar kaygı duyabilir. Bu kaygı normaldir ve gereklidir. Çünkü bir miktar kaygı bizim çevreye karşı daha duyarlı olmamızı sağlar. Oysa sosyal fobide bu kaygı düzeyi kişinin günlük yaşamını etkiler durumdadır. Çünkü hem hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan kaçınma davranışı kişinin yaşamında yapması gereken şeyleri yapamamasına neden olarak sıkıntı yaratmakta hem de bu kaygıya bağlı olarak ortaya çıkan çeşitli ruhsal ve bedensel belirtiler nedeniyle de günlük yaşamını etkilemektedir. Yapılan çalışmalarda sosyal fobi belirtilerinin toplumun %10'unda görüldüğü saptanmıştır. Bu kadar yaygın görülmesine rağmen yeterince tanınmamakta ve tedavi edilmemektedir. Çünkü bazen insanlar:
1. Buradaki utangaçlığın, insanın doğal bir yönü olduğu düşünebilmekte,
2. Bu durumu psikiyatrik bir bozukluk olarak kabul etmemekte,
3. Olumsuz da olsa bir takım başetme yöntemleri geliştirerek durumu kısmen kontrol altında tutabilmekte,
4. Çevrenin olumsuz değerlendirmelerinden korktukları için yardım almaktan çekinmekte,
5. Ortaya çıkan bedensel belirtiler (kalp çarpıntısı, baygınlık hissi, mide bulantısı…) nedeniyle ruhsal yardıma başvurmak yerine diğer tıp doktorlarına giderek tedavi aramakta,
6. Hastaların başvurduğu sağlık çalışanları sosyal fobi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığında, psikiyatriste yönlendirmemektedirler.
Dünya Psikiyatri Birliği Sosyal Fobi çalışma grubu sosyal fobinin temel özelliklerini 3 boyutta toplamaktadır:
1. Sosyal bağlamlarda diğer kişiler tarafından incelenme ve yargılanma kaygısı ve korkusu,
2. Küçük düşme, utanç duyma olasılığı olan koşullarda belirgin ve sürekli performans kaygısı ve korkusu,
3. Bu tür kaygı ve korkuların hissedildiği veya hissedilebileceği koşullardan kaçınma.
Heimberg ve Barlow’a göre sosyal açıdan işlevsel olan kişilerde ve sosyal fobiklerde sosyal işlev yapmalarını gerektiren örtük ya da açık bir taleple karşılaştıklarında oluşan işleyiş şöyledir:
Sosyal İşlevselliği Olan Kişi;
-
Olumlu duygu ve beklentiler ile anksiyete ve davranışını kontrol edebilme algısı geliştirir,
-
Sosyal ipuçlarına dikkatini yöneltebilir,
-
Artmış otonomik uyarılma oluşur,
-
Sosyal ipuçlarına daha yeterli bir biçimde dikkati yoğunlaştırır,
-
İşlevsel sosyal performans gelişir ve
-
SOSYAL DURUMLARA YAKLAŞMA DAVRANIŞI sağlıklı bir biçimde ortaya çıkar.
Sosyal Fobisi Olan Kişi;
-
Olumsuz duygu ve beklentiler ile anksiyete ve davranışını kontrol edemeyeceği algısı geliştirir,
-
Dikkatini olası başarısız sosyal davranışın sonuçlarına yöneltir,
-
Artmış otonomik uyarılma oluşur,
-
Sosyal ipuçları yerine olası başarısız sonuçlara dikkatini yoğunlaştırır,
-
Sosyal performansta işlev bozukluğu gelişir,
-
SOSYAL DURUMLARDAN KAÇINMA DAVRANIŞI ortaya çıkar.