• PSİKANALİZE GİRİŞ

  • KENDİLİK VE NESNE
    İLİŞKİLERİ

  • PSİKANALİZ

  • PSİKANALİTİK
    PSİKOTERAPİLER

  • PSİKANALİZLE
    SANAT-I-YORUM

CARAVAGGIO: YÜCE İLE AŞAĞILIK OLANI DOĞALLIKTA BÜTÜNLEŞTİREN USTA

CARAVAGGIO: YÜCE İLE AŞAĞILIK OLANI DOĞALLIKTA BÜTÜNLEŞTİREN USTA

(Bu yazı Caravaggio'nun eserleri ve kısıtlı yaşam öyküsü bilgisi üzerine yazılmış bir yorumlamadır.)

Canlılık ve hareket

Caravaggio’nun resimleri canlılar, karakterler ya da sahne bakan kişi ile etkileşim içinde. Canlı renkleri ve ışığı ustaca kullanmış. Ama en etkileyici olan: Resimlerdeki hareket. Bazısı ise her an harekete geçecekmiş gibi. Örneğin bir meyve tabağı düşmek üzere ya da atından yere düşmekte olan bir karakter var. Hatta Caravaggio o dönemin çizgi roman resimlerini yapmış.

Sanatseveri resmin içine çekme

Sanat yorumcuları, resim ile resme bakan arasındaki mesafeyi yok ettiğini söylüyorlar. Resme bakanı resmin bir parçası haline getirmiş. Bunu üç boyutlu düzlemi kullanarak yaptığını anlatıyorlar. Bunu aynı zamanda resimle şaşırtıcı, etkileyici bir duygu vererek ve sıradan ortamlar kullanarak da yaptığını düşünüyorum. Kendisinden parçaları da resme koymanın da etkisi çok fazla.

Birçok yöntemi aynı anda kullanarak resmine bakanları resmin bir parçası haline getirmeyi başarmış.

Kendini resme koyma, Narsisistik özdeşim

Resimlerinde kendisini çokça resmetmiş. Narcissus resmi ruh sağlığı camiasında narsisizmin simgesi olmuştur. Resimlerini, kendini kullanarak sunmuş. Bu açıdan her usta ve etkileyici sanatçı gibi resimleri kendisinden bir parçayı yansıtıyor. Bu yazıda, onun resimlerine kronolojik açıdan bakarak yıllar içinde ruhsallığının nasıl evrildiğini ortaya koyacağım. Genel olarak resimleri parlak ve saflıktan karanlık ve vahşete doğru evrilmiş. Resim kronolojisi ruhsal bir toparlanma ve ardından çöküşü gösteriyor.

Ressamlığının ilk yıllarında (20-25 yaş arası) resmettiği yüzler saf ve temiz. Ergen ve genç erkeklerin egemenliği var. Saflığın aldatılması, “Üçkağıtçılar” tablosunda hile anının resmedilmesiyle sahnelenir. Saflığın ısırılmasının yarattığı korku ve şaşkınlık “Kertenkele Tarafından Isırılan Çocuk” resminde görülür. [2]

İlk resimlerindeki genç erkekleri; Caravaggio’nun kendi değerini, kendini beğenmesini, kendi saflığını göstermeye, yapılandırmaya çalışması ve bunu saflığı yüceleştirmeye çalışarak yapması olarak düşünebiliriz. Bu resimlerde, saflığı istismar eden “Üçkağıtçılar” (“Falcı”da da) ile saf olanı inciten kertenkele ile saf olanın vahşi olanla etkileşimini çalışmıştır. Genç Bacchus hasta olmuştur ki herhalde Bacchus'u hasta resmeden tek kişidir. Henüz erişkin cinselliği ve kadınlar yoktur.

4 kadın imgesi

1597’de 26 yaşındayken yüzleri görülen kadınlar sahneye çıkar: Medusa, Tövbekar Magdelena, Fahişe Portresi, Mısıra Kaçarken Dinlenme’deki Meryem Ana. Mısıra Kaçarken Dinlenme’deki Meryem Ana ve bebek Hz İsa o zamana kadar hiç bu kadar doğal bir anne-oğul olarak resmedilmemiştir (s. 56, Witting & Patrizi). Bu resimlerde; saf anne kadın, fahişe kadın, katil kadın ve tövbekar kadın imgelerini Michalengelo Medisi da Caravaggio adlı bir oğlan çocuğu zihninde bir araya gelmeye çalışmaktadır sanki. Bu imgeler her oğlan çocuğunun bütünleştirmeye çalıştığı, bütünleştirmede zorlandığı kadın imgeleridir. Genç erkek, bu imgeleri bütünleştirme biçimine göre zihninde kendine özgü bir kadın tasarımı ve bu kadın tasarımı ile ilişki içinde olan bir erkek tasarımı oluşturur.

Şimdiye kadarki resimler üzerinden Caravaggio’nun bilinçdışında şöyle bir öykü olduğunu düşünebiliriz:

“Ailemle Milan’daki vebadan Caravaggio kasabasına kaçarken, “Mısıra Kaçarken Dinlenme” tablosundaki kadar mutlu bir ailem vardı. O zamanlar annem saf ve günahsız bir anneydi. Göçten kısa süre sonra tam ben babamı yok etmenin hayallerini kurarken ve 6 yaşındayken babam öldü. Acaba babamı annem mi öldürdü? Eğer o öldürdüyse annem artık bir “katil kadın Medusa” oldu. Ondan korkuyorum, bin çeşit yılan var kafasında. Annemi geçen gün başka bir erkeğe bakarken gördüm. O bir fahişe aslında. Ama bugün bana şefkat gösterdi. Artık o bir tövbekar. Bu kadınlar karşısında ne yapacağımı bilemiyorum. Aklım çok karışık. Annemle hiç ilişkim olmasa keşke. Cinsiyetsiz bir erkek olsam -Vaftizci Yahya gibi- hiç sorun çıkmayacak.”

Doğallık

Genellikle Caravaggio’ya kadar kutsal karakterler, kahramanlar ve zenginler ideal bir biçimde resmedilmiştir. Caravaggio bunu bozarak ideal olanın yerine doğal ve samimi olanı koymuştur. Örneğin Mısıra Kaçarken Dinlenme resminde Hz İsa ve Meryem Ana’nın ve İncildeki diğer karakterlerin yüceltilmesi yerine doğallıklarını göstermeyi tercih etmiştir (s. 43, Witting&Patrizi). Gerçekçi duyguları da ekleyince ideal ve yüce karakterler normal insan düzeyine gelmişlerdir. Bunun çok zorlayıcı bir tarafı vardır. İdeale tutunan çoğu insanda yıkılma ile birlikte yüceleştirmeyi kaybetme kaygısı yaratır.

İkinci zorlayıcı etken ise insanın ruhsallığında bir araya getiremediği şeyleri bir araya getirme ustalığını göstermiş olmasıdır. İnsanlık, bir araya getiremediği bazı ögelerin toplum için yıkıcı olmadan ayrı tutulabilmesi için ortamlar oluşturur. Sanat, mitoloji ve din böyledir. Anlaşılmaz ruhsal parçaları bir süreliğine kapsama ve sindirme alanı sunarlar. Buna en sonda yeniden değineceğim.

Narsisizm

1598’e gelince ergenliğin başındaki erkekler yine sahneye çıkar. Bu defa Vaftizci Yahya saf ve temiz haliyle. Yanında saf bir koyunla birlikte. Sonra İshak Kurban edilecekken ama kurban edilmeden çok önce. Ardından kendine aşık meşhur Narcissus. Sonra da babası gibi kendinden büyük Golyat’ı kurban eden Davut. Vaftizci Yahya (ve diğer eylem içindeki genç erkekler de bir miktar) Caravaggio’nun gerçek ve ne yapacağını düşünen kendiliğini simgeler gibidir. Vaftizci Yahya, İsa'ya olduğu gibi, Caravaggio’nun da sığınağı olmuştur.

Kişi kendi önemine, üstünlüğüne, değerine inandığında bütünleşme hisseder ve bu özdeğerlilik inancını içine sindirebilirse sağlıklı bir biçimde ruhsallığı gelişir.

Caravaggio, onu kurban edecek/öldürülen babadan ve katil/fahişe anneden kendine sığınmıştır. Kendisi ve sudaki yansımasının güzelliği vardır sadece. Ailesi, sanat camiası, kilise ya da şövalyelik onun beğenilme ve değer görme arzusunu tatmin edememiş gibidir. Kurban eden güçlü ve kurban edilen suçlu olmak arasında gidip gelirken değerli olmanın dengesini kuracak bir otoriteyi içinde yaratamamıştır.

Narsisizmin denge ayarı ergenlikte yapılır. Nitekim Caravaggio’nun Narcissus’u ve ilk yıllarındaki ergenliğe yeni giren erkekler güzellikleri ile bunu resmederler. Narsisizm kimlikle ilgilidir ve temel kimliklerden biri cinsiyet kimliğidir. Babasının ölümünün yarattığı travma beğenilir bir erkek olmayı, değersizleşme, suçlanma ya da kendini beğenme olmadan benimsemeyi olumsuz etkilemiş olmalıdır. Çünkü babasını kaybeden çocuk, özdeğerliliğinin kalıcılığına inanmakta zorluk çeker. Bu özdeğeri kazanabilmesi için “kurban olan ya da kurban eden rolüne girmeden” yas tutmayı bilen bir anneye ihtiyaç duyar. Onu bırakarak kurban ettiğini düşündüğü babaya karşı duyduğu yoğun öfkeyi ve narsistik yaralanmasını onarabilecek bir anneye sahip olmalıdır. Babasıyla aynı cinsiyetten olduğu için cinselliğinde ve erkek-erkeğe ilişkilerde sorunlar yaşamış. Özellikle de saldırganlığı açısından.

Kurtulma ve Yakalanma

1599 ve sonrasında ise vahşet artar ve tabi nasıl: Judith, Holofernes’in kafasını kesince. Art arda şehit olmalar gelir. Bunlara dine girmeler eşlik eder. İshak (bize göre İsmail) kurban olmaya biraz daha yaklaşır. Vaftizci Yahya yine düşüncelidir (1604).

Dine girmeler kutsallıktan etkilenerek olur ve İsa’nın adamı olunur. Caravaggio birinin adamı olmaya çabalamaktadır, patronlar, kilise ya da şövalyeler gibi. Şehit olmalar ise kötülüğün elinde kurban olmak biçiminde sahnelenir. İsa, güçsüz bir babadır ve adamlarını savunamamaktadır. Kendini feda etme, sahiplenmeyen babanın yarattığı korkuya karşı bir savunmadır. Caravaggio da savunulamaz, acı sona doğru hızla ilerler.

1600’den[3] sonra İsa peygamberin son zamanları ile ilgili tablolar gelir. İsa’nın yakalanması, dikenli taç giydirilmesi, çarmıha gerilmesi, çarmıhtan indirilmesi, dirildikten sonra görülmesi sahneleri Caravaggio’nun yakalanması, cezalandırılması ve yeniden dirilmesi ile ilişkili olabilir.

Ebeveyninin otoritesini içselleştirememiş çocuklar sürekli ölür dirilir, ölür dirilirler.

Vaftizci Yahya’nın kafasının kesilmesi, Salome’nin tepside taşımasının yanında Holofernes ve Golyat’ın da kafaları yeniden kesilir ve sonunda Caravaggio ölür.

Kastrasyon

Resimlerde kafa kesme, iğdiş etmenin ağır ve yok edici bir biçimidir. Kafa kesen kadınların yüz ifadesindeki donukluk ve çok normal bir şey yapılıyor hissi vardır. Kafası kesilen erkeğin ise kendisini savunmadığı görülür.

Erkek çocuk cinsel kimliğini kazanırken annesine yönelir ve bu sırada babasına yenilmesi gerekir. Babasıyla rekabet edip yenilince onunla özdeşleşir, çocuk ve küçük bir erkek olduğunu kabullenir. Böylelikle hem kuşak hem cinsiyet farkı kabullenilir, adalet ve güvenlik hissi yerleşir. Bu sıralarda erkek çocuk babasını öldürme hayalleri kurar. Çünkü onu annesinden ayıran baba kötüdür ve rakiptir. Çocuk bu hayalleri kurarken baba gerçekten ölürse çocuk babayı kendisinin öldürdüğünü zanneder. Eğer baba öldüğü sırada anne-baba arasında bir kavga varsa çocuk babayı annenin öldürdüğünü zanneder.

Davut ve Golyat resminde baba gibi bir devi öldüren -ki devler anne-babayı simgeler- bir çocuk var. Kadının erkeği yani sevgilinin/annenin erkeğin/babanın kafasını kestiği resimleri var. Yani çocuk ya da annesi, babayı öldürmektedirler. Bu durumlar oğlan çocuğunun babasıyla özdeşleşmesini bozar ve babasını öldürdüğünü zannettiği için büyük bir suçluluğa ve korkuya hapseder. Golyat’ın kafasının Caravaggio’nun kafası olması ise şu anlama gelebilir:

“Babamın kafasını kestiğimde benim de kafam kesildi.
Bu benim için bir zafer miydi? Hayır.
Bunun suçluluğunu kaldıramıyorum. Bu suçluluğun şiddetiyle kendi kafamı kesmek istiyorum.”

Çocukken, çocuk olarak babasının otoritesini kabullenip ona boyun eğmeyi öğrenemeyen erkekler, yaşamları boyunca otoritelerle bir çatışma yaratıp karşılarında yenemeyecekleri güçlü bir otorite bulmak ve buna boyun eğmek isterler. Böyle bitmeyen bir çatışmayı Caravaggio’da görürüz.

Medusa

Babanın kastrasyonu büyük bir sorun daha yaratır: Annenin Medusa’ya dönüşmesi. Baba kastre olursa anneyi dengeleyen güç ortadan kalkar. Anne çok güçlü ve çok korkutucu hale gelir, yüzüne bakılmaz, bin yılanlı bir başa dönüşür. Babanın kastrasyonunun yarattığı bir diğer tehdit de küçük oğlanın erişkin bir kadınla-anneyle baş başa kalmasıdır. Baba kastre olursa oğlan çocuğu kadınlardan korkmaya başlar, içlerine giremez. Ya da oğlan çocuğunun kadınlara ilgisini ketlenir. Anneyi kutsal Meryem haline getirmek bu korkunun savunmasıdır.

Caravaggio, dönemindekilerden farklı olarak Medusa’nın birisine ölüm anının acısını diğerine ölümün soğuk gerçekçiliğini katmıştır. Medusa’nın[4] ağzının açık ve dişlerinin belirtilmiş olması, onun düşmanlarını yiyebilecek güce sahip olduğunu simgeler. Bu, bilinçdışında oğlan çocuğunun, yiyici bir anneyi içselleştirdiğini gösterir. Normal gelişimde içselleştirilmesi öne çıkan “besleyen anne” tasarımıdır. Yiyici anne çok korkutucudur ve erkek çocuk için kadını yok edici bir tasarımın hale getirir. [5]

Ayrıştırılmış ögeleri bütünleştirme

Rönesansa kadar sanatçılar yüce iyi ile aşağılık kötüyü ayrı tutmuşlardır. Yüce güzel ile aşağılık çirkin, yüce kutsal anne ile aşağılık fahişe kadın, yüce dini vecd ile aşağılık cinsel vecd, yüce saf erkek ile aşağılık saldırgan, sahtekar erkek, yüce kutsal ile aşağılık sıradan vb.

Caravaggio’nun etkilerinden en önemlisinin bu olduğunu düşünüyorum. İnsanın bir araya getirip bütünleştiremediği ana konuları sanatçı hassasiyeti ile fark etmiş ve resimlerinde "doğallıkla" bütünleştirmiştir. Bir fahişenin cesedi ölen bakireyi resmetmiştir. Saf oğlanı iki sahtekar aldatır. Meryemin dini vecdi orgazm sonrası gibidir. Yüce Meryem ve İsa sıradan bir anne-oğuldur. Cesur Aziz Peter çarmıha gerilirken, İshak kurban edilirken gözlerinde korku vardır.

Caravaggio ile sanat artık iyi ve kötünün doğallıkta birleşmesine hizmet edebilmektedir. Elbette bunun zorlayıcılığı kendini göstermiş ve Caravaggio ruhsal bir bastırmaya maruz kalarak bir süreliğine unutulmuştur.

 

 


[1] is the great Michelangelo Caravaggio, an awe-inspiring painter, the marvel of art, the miracle of nature.”4

[2] Kertenkele çocuğun parmağını ısırdığında çocuğun canı acımıştı, ufak bir ısırık zannetmişti onu. Ama bu ısırığın zehri onu kafaları kesen birine dönüştürdü.

[3] Borçlarını ödemediği, gece izinsiz olarak kılıçla dışarı çıktığı ve Passignano lakaplı Cresti Dominico'nun öğrencisi Diome de Ferrucci'nin dükkânında suç teşkil eden eylemlerde bulunduğu için birkaç kez mahkeme önüne çıktı. Bir kadın yüzünden noter asistanını yaraladı ve bir kıskançlık nöbeti içinde ressam Guido Reni'yi ciddi şekilde tehdit etmekten kendini alamadı. Başka bir zaman, Caravaggio, Loreto'daki Santa Maria Bazilikası'nın kubbesinde büyük bir fresk komisyonunu almayı başaran ressam Niccolò Pomarancio'nun yüzünü incitmek için kiralık bir Sicilyalı katil tuttu.

[4] Laurie Schneider PHD, (1976). “Donatello and Caravaggio: The Iconography of Decapitation” Am. Imago, (33)(1):76-91

[5] Yüzler Yüze özel bir ilgi göstermiş Caravaggio. Ama portrelerdeki gibi yüzler poz vermiyor. Aksine poz vermedikleri bir anda yakalanıyorlar Caravaggio’ya. Yüzlerdeki duygunun gerçekçiliği insanı etkiliyor.