KANSERİN PSİKOLOJİYE VE İLİŞKİLERE YANSIMASI
Bu yıl 12-14 Aralık 2009’da Sağlık Bakanlığı’nın Ulusal Kanser Danışma Kurulu Toplantısında önemli bir gelişme yaşanmıştır. Bu kurulun temel amacı, kanser konusunda başta akademik çevreler olmak üzere, tüm birikimlerin değerlendirilmesi ve icra makamlarına sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin iletilmesidir. Geçtiğimiz yıl düzenlenen toplantıda, psiko-onkoloji alt kurulunun oluşturulmasına ve ayrıca bu toplantı sonrasında yayımlanan Ulusal Kanser Programı 2009-2015 adlı raporda psiko-onkoloji ile ilgili bir bölüme yer verilmesi önemlidir. Bu gelişme, ülkemizin sağlık politikalarında kanserin psikososyal boyutlarına dair farkındalığın ve duyarlılığın oluştuğunu göstermesi bakımından umut verici bir adımdır. Bu nedenle Türkiye Psikiyatri Derneği bu konudaki görüşlerini basın ve kamuoyuyla paylaşmak istemektedir. Ayrıca Psiko-onkoloji disiplininin uluslararası ve ulusal düzeyde genel sağlık politikalarının içine entegre edilmesinin gereklilikleri tartışılacaktır.
Kanserin Yaygınlığı
Küresel kanser yükü geçtiğimiz 30 yıl içinde iki kattan daha fazla artmıştır. Bunun nedenleri arasında, kanserin genç yaşlara oranla daha çok ilerleyen yaşlarda görülen bir hastalık olması ve bugün dünya nüfusundaki artışın ve insanların ulaştıkları görece ileri yaşların da etkisiyle geçmişe oranla daha sık görülmesi sayılabilir.2008’de 12 milyon yeni kanser vakası teşhis edilmiş, kanserden 7 milyon kişi hayatını kaybetmiştir ve halen 25 milyon kanserli kişinin hayatını sürdürmektedir. . Dünya nüfusunun süregelen artışı ve yaşlanması kanser yükü üzerinde de büyük değişikliklere yol açacaktır. 2030’a gelindiğinde her yıl 27 milyon kanser vakasına tanı konulacağı, 17 milyon kişinin kanserden öleceği ve son bes yıl içinde kanser tanısı konmuş 75 milyon kişi rakamlarına ulaşılması beklenmektedir. Kanser sıklığının hızlı artışı, dünya çapında halk sağlığı ve sağlık sistemleri için çok önemli bir sorundur. Gelecek yıllarda tanı konulacak çok sayıdaki kanser hastalarının tümünü tedavi etmek ve her aşamada bakımını sağlamak için yeterli ödenekleri temin etmek birçok ülke için, hatta kaynakları bol olan ülkeler için bile önemli bir sorun oluşturacağı ön görülmektedir. Çalışmalardan elde edilen bulgular kanser yaygınlığındaki artışın ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde daha hızlı olacağı yönündedir. Ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda,kanser tedavi merkezleri herkesin erişimine açık olmayıp hayat kurtarıcı tedaviler çoğu zaman ekonomik nedenlerle ulaşılamaz durumda olmaktadır. Tüm veriler kansere karşı öncelikli olarak koruyucu sağlık uygulamalarına ağırlık verilmesi gerektiğini, halktan yana sağlık politikalarıyla kanseri önleme projelerinin geliştirilmesi gerekliliğini göstermektedir.
Ayrıca ciddi bir toplum sağlığı sorunu olan ve giderek daha sık görülmekte olan kanserin birey üzerindeki psikososyal sonuçlarının tanınması ve tedavi edilmesi de çok önemlidir. Kanser olmak, hastanın fiziksel ve psikososyal işlevselliğini, dolayısıyla da genel yasam kalitesini büyük ölçüde etkileyen, sonuç olarak ağır ruhsal-toplumsal sorunların yaşanmasına neden olan bir olgudur.
Psiko-onkoloji Disiplininin Önemi
Psiko-onkoloji onkolojinin son 30 yılda kanserin ve tedavisinin psikososyal etkisinin ve hastalıkla mücadele eden bireye multidisipliner bir tedavi uygulanması ihtiyacının tanınmasıyla hızla gelişen bir alt uzmanlık alanıdır.Multidisipliner yaklaşım, kanser hastasının fiziksel sağlığı, ruh sağlığı, sosyal esenliği gibi birden çok boyutu hedef alan, tedavinin biyoteknolojik boyutları kadar, son yıllara kadar çok dikkate alınmamış insani boyutlarını da kapsayan bir yaklaşım biçimidir. Destekleyici bakımın bir bileşeni olarak psiko-onkoloji psikiyatri, psikoloji, sosyal hizmetler, hemşirelik, manevi konular gibi, birbirleriyle yakın işbirliği içinde çalışan bir dizi sağlık uzmanlığını da ilgilendirir.
Psiko-onkoloji birçok ülkede kanser tedavisinin önemli bir parçası haline gelmişse de sadece sayılı bir kaç ülkede sistemli bir hizmet halinde yürütülmektedir. Ülkemizde ise iki üniversite ve bir devlet hastanesinin özelleşmiş psiko-onkoloji birimleri dışında bu hizmet genel psikiyatri hizmeti içinde yürütülmektedir.Günümüzde kanser hastalarının tedavi altındaki psikolojik ihtiyaçları, sağlık sisteminin yetersizlikleri, hastalığa dair bilgilenme ihtiyacı, fiziksel ve günlük yasama dair problemler, evde bakım ve sosyal gereksinimler(sigorta, iş) gibi konularda kimi yetersizliklerle karşılaşılabilmektedir. Dünya Kanser Raporu (2008) verilerine göre; ruh sağlığı hizmetlerinden nüfusun geneline kıyasla kanserden hayatta kalanların daha yüksek oranda faydalandıkları, ama bununla birlikte yüksek maliyet nedeniyle bu hastaların önemli bir bölümünün ruh sağlığı hizmetlerine ihtiyaç duymalarına rağmen bunlara erişemedikleri saptanmıştır. Öte yandan farklı ülkelerden çeşitli raporlar hastaların onkoloji bakımından özellikle sağlık personeliyle etkileşim boyutunda memnuniyetsizliklerine işaret etmekte ve kanser hastalarının sadece psiko-onkoloji uzmanlarınca verilen değil, birinci basamak sağlık personelince verilen psikososyal bakımın da iyileştirmesi ihtiyacının altını çizmektedir.
Psiko-onkoloji, hastalar ve aileleri için temel psikososyal sorunları ele alır ve sağlık personelinin kanserin bu psikososyal sonuçları ile başa çıkmada yasadığı güçlüklere yararlı ve etkili olduğu görülen müdahalelerle çözüm getirmeyi amaçlar.
Doç.Dr.Haldun Soygür
Türkiye Psikiyatri Derneği
Konsültasyon-Liyezon Bilimsel Çalışma Birimi
Doç.Dr.Elvan Özalp
Türkiye Psikiyatri Derneği
Konsültasyon-Liyezon Bilimsel Çalışma Birimi
Yrd. Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi
Türkiye Psikiyatri Derneği
Merkez Yönetim Kurulu Üyesi